, Aralık 2012 ~ Doğal Güzellik

Siyah noktalar nasıl temizlenir?

siyah nokta nedir ve neden olur?

Harika Tırnaklara Sahip Olmak İster Misiniz?

Neden benimde güzel tıknaklarım olmasın diyorsanız bu haberi okumadan geçmeyin..

Yazın yüz için ne tür bakım kremleri kullanılmalı?

Yaz yaklaşıyor güneşten nasıl korunacağınızı biliyor musunuz?

Kuru Saçlar için Harika Bir Bakım Önerisi

Özel ve doğal ürünlerle saçlırınızın harika bir görünüm kazanmasını ister misiniz? Eğer cevabınız evet ise, bu yazıyı mutlaka okumalısınız..

Yağlı Ciltler İçin Bakım Maskeleri

Sivilce ve siyah nokta sorunlarına ve parlamaya karşı ise doğal bakım maskeleriyle çözüm bulabilirsiniz. İşte birbirinden basit ve etkili maskeler...

Argan Yağı'nın Faydaları

Argan Yağı ve daha bir çok bitkinin ne işe yaradığı, nelere iyi geldiği ŞİFALI BİTKİLER bölümümüzde..

Sivilce izleri tedavi ile geçer mi?

Sivilce izleri tedavi ile geçer mi?

31 Aralık 2012 Pazartesi

Melisa (Oğul Otu) Faydaları ve Nasıl Kullanılır


Kırışık giderici özelliğinin yanında tonik yapımında kullanılan melisa otu halk dilinde oğulotu olarak da bilinir. Vücuda direnç katmasının yanında doğal gençlik iksiridir. Kısaca sizlere gençlik iksirleri hakkında bilgi verelim.

• Bir tas kaynamış suya, bir avuç melisa konur, 10 dakika kadar yüz buhara tutulur, buhardan sonra melisa ile yapılmış yüz toniği ile yüz yıkanır.

Melisa otu ile tonik yapımı
Tonik yapmak içi, bir su bardağı kaynar suya, bir çorba kaşığı melisa konur. Üstü kapalı olarak kısık ateşte 5 dakika tutulur, ateşten alınır, 20 dakika demlenir sonra süzülür. Cilt bu tonik ile yıkanır. Durulamaya gerek yoktur. Bu tonik, her cilt tipine uygundur. Kırışıklıkları giderir. Yaşlanmayı önler.
Terlemeye karşı melisa otu:
Güzelliğin en önemli şartlarından bir tanesi, güzel kokmaktır. Aşırı terlemeyi ve ter kokusunu yok etmek için; Kaynatıp, suyunu vücudunuza sürerseniz. Ter kokusuna son verir.
Böcek ısırmalarına karşı melisa otu:
Melisa otu ezilerek yapılan lapası böcek ısırmalarında en etkili ilaçlardan birisi.
Melisa çayının faydaları:
Melisa çayı, baş dönmelerine, adet dönemi, migren, mide, bağırsak, romatizma, ağrılarına çok fayda sağlıyor. 2 ya da 3 çay kaşığı dolusu ince kıyılmış oğulotu, 1 bardak kaynar suyla haşlanır. 10 dakika kadar demlendikten sonra süzülür. Bitki kesinlikle kaynatılmamalıdır! İsterseniz bal ile tatlandırarak, günde 3 ya da 4 bardak çay gibi içebilirsiniz. Romatizma ve spazm çözücü olarak çok etkilidir.
Hazımsızlık için faydalıdır.
Ruh sağlığı için melisa otu:
Sinir sistemi üzerinde oldukça etkilidir. İçeriğinde bulunan, citrale ve citronellal maddeler nedeniyle, iyi bir sinir yatıştırıcıdır.
Melisa otu sağlık güzellik ve gençlik iksirdir.

Yağlı Ciltler İçin Bakım Maskeleri


Eğer cildiniz yağlıysa cidden çok şanslınız! Yağlı ciltler sivilce ve siyah nokta gibi problemlerle sık karşılaşsa da, diğer cilt tiplerine göre daha geç kırışırlar ve yaşlanırlar. Daha ne olsun? Sivilce ve siyah nokta sorunlarına ve parlamaya karşı ise doğal bakım maskeleriyle çözüm bulabilirsiniz.

Eğer cildiniz yağlıysa, günde iki defa şu şekilde temizleyin: Bir kaba sıcak su koyun. İçine bir avuç kadar kuru papatya ufalayın. Beş dakika kadar bekletip süzün. Sonra küçük ve yumuşak bir havluyu bu suya bastırarak iyice ıslatıp sıkın ve yüzünüze kompres yapın. Bu işlemi 5 dakika boyuca yapın. Daha sonra yüzünüzü gülsuyuna batırılmış pamukla silin.

Badem maskesi
Papatya, ıhlamur çiçeği, lavanta, mürver ağacı çiçeği ve çam filizinden eşit miktarda alıp, karıştırın. Bu karışımdan 2 çorba kaşığı alıp, 150 gram kaynar su içinde haşlayın. Bu karışıma 3 çorba kaşığı badem de katıp, haşlamaya devam edin. Ardından 1 tatlı kaşığı un ve yarım tatlı kaşığı bal ilave edin. Ocaktan alın ve süzün. Sıcak şekilde karışımı yüzünüze sürün. Elbette sıcaklık dayanılır gibi olmalıdır. Yarım saat bekledikten sonra, önce sıcak sonra soğuk su ile yüzünüzü yıkayın.

Elma maskesi
Yarım elmayı rendeledikten sonra, iyice çırpılmış yumurta akı ile karıştırın. Elde ettiğiniz karışımı yüze ve boynunuza sürüp 20 dakika bekledikten sonra ılık su ile durulayın.

Bal maskesi
Üç kaşık bal, iki kaşık yoğurt ve biraz yulaf ununu karıştırın. Bu karışım peeling gibi etki eder. Siyah noktaları temizler. Üstelik bu maskenin ciltteki tahrişleri önleyici etkisi de bulunmaktadır.

Domates maskesi
Olgun bir domatesi püre haline getirin ve yüzünüzde 15-20 dakika tutun. Ilık su ile durulayın.

Salatalık maskesi
İki adet salatalığı rendeleyin sonra bir kaşık yoğurt ile karıştırın. Karışım, iyice düzgün ve pürüzsüz olunca yüzünüze sürün ve 20 dakika bekletin. Sonra durulayın. Cildiniz o kadar berraklaşacak ki, dokununca inanamayacaksınız. Ciltteki yağ fazlasını alan, hem pratik hem çok etkili bir maske...

Hatmi tentürü
İki çorba kaşığı hatmi yaprağı veya ince kıyılmış kökünü 300 gram soğuk suda 1 saat bekletip, süzün. Elde ettiğiniz tentürü cildiniz kuruyken kompres yaparak kullanın.
Etiket: cilt bakımı, cilt bakım maskeleri, yağlı ciltlerin bakımı, yağlı ciltlere bakım önerileri, yağlı ciltlere bakım maskesi, yağlı ciltlerin bakımı nasıl olmalı?, yağlı ciltlere bakım maskeleri, doğal cilt bakımı, bitkilerle gelen güzellik, bitkisel bakım, doğal bakım, doğal bakım önerileri, doğal bakım sırları, doğal bakımlar, doğal güzellik, doğal güzellik maskeleri, doğal güzellik reçeteleri, doğal güzellik sırları, doğal maskeler, doğal peeling, doğal peeling maskeleri, doğal peeling maskesi, ev yapımı bakımlar, ev yapımı güzellik maskeleri, ev yapımı maskeler, pratik bakım maskeleri, pratik güzellik bakımları, doğal cilt bakım, muz maskesi, yulaf maskesi, yağlı ciltlere maske, elma maskesi, badem maskesi, yağlı ciltlere iyi gelen bitkiler, yağlı ciltlere öneriler, salatalık maskesi, bal maskesi, domates maskesi

Kuru Saçlar İçin Bakım Maskesi

Saç kuruluğu için doğal bir formül 
Kuru saçlar için Suna Dumankaya’nın önerdiği doğal bir formül var. Bu maske kuruluğun yanı sıra saçın yıpranmasını da azaltıyor.

Gerekli Malzemeler
1 fincan kaynar su
1 tatlı kaşığı bal
1 tatlı kaşığı badem yağı
1 tatlı kaşığı ceviz yağı
Yarım tatlı kaşığı keten tohumu yağı
Yarım limonun suyu

Formülün hazırlanması
Bütün malzemeleri karıştırın.
Karışımı saç diplerinizi sürerek iyice yedirin.
Saçlarınızı streçle sarıp 1 saat bekleyin.
Saçlarınızı yıkayın.

Kuru Saçların Bakımı
Her saç tipi gibi kuru saçların da kendine özgü bir bakımı var. Kuru saç genelde genetiktir. Ancak, sıcak fön, perma, boyama, röfle de saçların ekstradan kurumasına yol açıyor. Hem saçlarımızın beslenmesi hem de kuruluktan dolayı yıpranmaması için yapılabileceklerimiz var:

Kuru saçlar için özel şampuan kullanmak saçlara bakım yapıyor ve nem kazandırıyor.
Şampuanınızı üç dört ayda bir değiştirmeye çalışın.
Saçlarınızı hergün yıkamayın, kuruluğu artırıyor.
Saçlarımızı yıkarken ılık su kullanmak önemli. Soğuk veya aşırı sıcak su saç derisine ve saçlara zarar veriyor.
Şampuandan sonra özellikle saç uçlarına saç kremi kullanmak saçların sağlıklı ve parlak görünmesini sağlıyor.
Haftada bir saç maskesi uygulayın. İster doğal formüller, isterseniz kozmetik ürünlerle saç maskesi yapmak özellikle saç diplerine bakım yapıyor.
Kullandığınız saç bakım ürünlerinin kullanma talimatlarına uymaya çalışın.
Saç kurutma makinenizi yüksek sıcaklıkta kullanmayın. Saçlarınızı havlu ve fön makinesiyle hızlı ve sert kurutmamaya çalışın.
Tarak ve fırçayı yumuşak hareketlerle kullanın. Saçların kırılmasını önleyen fırçalar seçin.
Saçınızı yazın fazla güneşten koruyun. Özellikle uzun süre güneşte kalacaksanız mutlaka şapka kullanın.
Düzenli olarak saç kırıklarınızı aldırmaya özen gösterin.




Etiket: bal, maske, saç, badem yağı, badem yağı maskesi, doğal maskelerle saç bakımı, doğal ürünlerle saç bakımı, evde yapılabilecek saç bakımları, fön, kuru saç, kuru saç maskeleri, kuru saça badem yağı maskesi, kuru saçlara bakım önerileri, kuru saçların bakımı, saç bakımı, saçlara doğal maskeler, suna dumankaya'dan kuru saç maskeleri

Düz ve gergin bir karın için neler yapmalıyız?


Pürüzsüz dokunuş
Cildinizin ipek gibi olması için haftada bir defa bakım yapın.

Duruşumuz üzerinde çalışarak karnımızı güzelleştiriyoruz.
En etkili egzersiz: Yerde düz yatın ve dizlerinizi bükün. Ellerinizi ensenizde buluşturun. Yatar vaziyette nefes alın, nefesinizi verirken yerden kalkarak sol dirseğinizi sağ dizinize değdirin. Aynı egzersizi diğer taraf için tekrarlayın. 20 defa uygulayın.

Sıkılaştıran sporlar
Kasları derinden çalıştıran her spor dalı; örneğin stretching ve klasik dans veya Pilates gibi nefes alma egzersizleri… Ayrıca vücudun üst tarafında hareket harmonisi sağlayan daha dinamik sporlar; mesela plaj voleybolu veya tenisi deneyin.

Şişlik karşıtı öğünler
Ağır ve yağlı öğünlerden kaçının. Şişkinlik yaratan şekerden uzak durun. Pişmiş veya yarı pişmiş sebzeleri tercih edin. Lifli gıdalara ve tahıllara yönelin. Ayrıca besin takviyelerinden de destek alabilirsiniz


Etiket: zayıflama, diyet, diyetisyen, rejim, diyet menüsü, diyet mönüsü, bel inceltme, bel inceltme egzersizleri, bel inceltme hareketleri, bel inceltmek, diyet reçetesi, fazla kilolardan kurtulma, fazla yağlardan kurtulma, göbek eriten bitkiler, göbek eriten diyet, göbek eriten hareketler, göbek eriten yiyecekler, göbek eritme, göbek eritme diyeti, göbek eritme egzersizleri, göbek eritme hareketleri, göbek eritme yöntemleri, göbek eritmek, göbek eritmek için, göbek eritmenin yolları, göbek nasıl eritilir, i ender saraç, ince bele sahip olmak için, ince belli olmak, ince belli olmak için, ince belli olmanın sırları, karındaki yağlar nasıl erir, karındaki yağlardan kurtulma, karındaki yağları eritme, karındaki yağları eritmek, örnek diyet menüsü

30 Aralık 2012 Pazar

Koltuk altı bakımı nasıl yapılmalıdır?


Terleme ile savaşmada en önemli nokta: "Koltuk altındaki tüylerden kurtulmak ve o bölgeyi temiz tutmaktır."

Koltuk altı bölgesindeki tüyler alınırsa, bu bölgedeki bakteriler de besin kaynakları olan protein ve tutundukları kıl saplarından mahrum kalırlar. Böylece kokuyu yok etmedeki en büyük adımı atmış olursunuz.

Günlük bakım olarak ise sabah ve akşam, su ve sabunla koltuk altı temizliği yapılmalı. Duş almasanız bile koltuk altı bölgesini su ve sabunla yıkamalısınız. Bakteriler yok olacağından koku da kalmayacaktır. Ayrıca duş aldıktan sonra, deodorant sıkmanız da güzel kokmanızı sağlar. Terli bedene asla deodorant ya da parfüm sıkmamalısınız. Daha kötü kokmanıza neden olur.

Yediğiniz gıdalar da ter kokusu açısından önemlidir. Sucuk, pastırma, sarımsak gibi yiyecekler de terinizin kokmasına neden olur.

Kıyafetlerinizi sıkça değiştirmelisiniz. Polyester kıyafetlerden uzak durmanız da ter kokusunu engeller.

Ter kokusundan Kurtulmanın Çözümü


Ter kokusu en büyük sorunlardan bir btanesi... Peki,  ter kokusundan nasıl kurtulabiliriz? İşte ter kokusundan kurtulmanın  yolları..
Haftada bir gün hamama gidip kese yaptırmayı ve her gün köpük banyosu yapmayı alışkanlık haline getirin. Ayrıca, haftada en az üç kez, küvetinizi suyla doldurun ve içine bir çorba kaşığı tarçın serpin. 15 dakika bu suyun içinde dinlendikten sonra, durulanıp küvetten çıkın. Kurulandıktan sonra ise her zaman kullandığınız vücut kreminin içine bol limon sıkın. Bu kremi cildinize güzelce yedirin. Sorununuz sürerse, mutlaka doktora görünün.

Ter kokusunu engellemek için öneriler
Çok soğuk ya da çok sıcak suyla duş yapmayın. Vücut ısınıza çok yakın su ısısı sizi banyodan çıkar çıkmaz terlemekten kurtarır.

Mümkünse doğal kristal taşlardan edinin ve her sabah ıslatarak koltukaltınıza uygulayın. Bu sizi ter kokusundan korur ama özel bir hoş koku sağlamaz. Fakat %100 sağlıklıdır. Üstelik siz onu kırmadıkça uzun bir süre de kullanırsınız, ekonomik yani.

Alkolsüz gülsuyu da ter kokusunu nötralize eder. Bir parça peçeteye dökeceğiniz birkaç damla gülsuyu koltukaltında bakteri oluşumunu engelleyeceği için kökü kokuları bertaraf eder.

Maydanoz tüketin. Terleseniz bile güzel kokmanızı sağlar.

Patlıcan ve sarımsaktan uzak durun ki teriniz kötü kokmasın.


Etiketler: ter kokusuna bitkisel çözüm, ter kokusu nasıl giderilir, ter kokusu bitkisel çözüm, ter kokusu nedenleri, ter kokusu nasıl önlenir, vucut kokusu, ter kokusu nasil giderilir, ter kokusu neden olur,

Sivilce Oluşumu Nasıl Önlenir


Geç gelen sivilcelere dikkat!

Ergenlik döneminin doğal bir sorunu olarak görülen sivilceler, aslında ergenlik sonrasında da aniden ortaya çıkabiliyor ve hayli baş ağrıtabiliyor!

‘Geç başlayan akneler’in özellikle kadınların korkulu rüyası olduğuna dikkat çeken Medical Park Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Gökhan Okan uyarıyor:

Akne, uzun süreli ve sabır isteyen bir tedavi süreci gerektirir. İlaçlar aknelerin şiddetine ve nedenine göre düzenlenir. Aknelerden kalan izler ise cilt soyma işlemi yani peeling’le silinir. Peeling işlemi sonrasında akne izleri azalırken, aynı zamanda cildiniz solgun görünümden kurtulur, daha parlak ve sağlıklı bir görünüm kazanır

Medical Park Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Gökhan Okan; ergenlik sonrası başlayan akneler, neden geliştikleri ve nasıl tedavi edildikleri konusunda bilgiler verdi:

Akne yani halk arasındaki söylenişiyle sivilce; ergenlik çağının doğal bir sorunu gibi düşünülse de aslında ergenlik sonrasında da ortaya çıkabilir ve hayli baş ağrıtabilir! Nitekim son yıllarda cilt hastalıkları hekimlerine ergenlik sonrası başlayan akne nedeniyle başvuran hasta sayısı giderek artmaktadır. Ergenlik akneleri, bazen ileri yaşlara kadar devam ederken, 20’li yaşların ortasında ani başlayan akne şikayetleriyle de karşılaşılabiliyor. Dermatologlar bu tip akneleri ‘geç başlangıçlı akne’ olarak kabul etmektedir.

Geç başlayan akneler, kadın hastalarda daha sık görülür. Çoğunlukla derin yerleşimli ve ağrılı nodüller şeklinde kendilerini belli ederler. Genellikle ağız çevresi, yanaklar, çene altı ve boyunda yerleşir. Geç başlayan aknelerin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Hormonal bozukluklar, yanlış kullanılan kozmetikler, stres, gıdalar ve bazı ilaçlar, aknelerin ortaya çıkmasına neden olabilecek sebeplerdir.

Su Bazlı Kozmetikler Kullanın

Ani başlangıçlı akne, bazen hormonal bir bozukluğun bulgusu olabilir. Özellikle geç ortaya çıkan akneleri olan kadın hastalarda, yumurtalık, böbrek üstü bezi ve tiroit bezi hastalıkları buna sebebiyet verebilir. Bazen kullanılan bazı ilaçlar (steroidler, sadece progesteron içeren doğum kontrol hapları, bazı psikiyatrik ilaçlar), cildin yağ dengesini bozarak geç başlayan akne gelişmesine neden olabilir.

Kozmetikler de geç başlangıçlı aknelerin oluşmasına neden olabilecek bir diğer sebeptir. Özellikle yağlı kozmetik ürünler, gözenekleri tıkayarak, akne gelişmesine neden olmaktadır. Yağlı saç kozmetikleri; saçlarda ve alın hattında akne gelişmesine sebebiyet verebilir. Akneli cilde sahip olan kişilerin yağsız, su bazlı, non-komedojenik ibaresi bulunan kozmetik ürünleri tercih etmeleri gerekir. Makyaj mümkün olduğunca az yapılmalı, gece yatmadan önce çıkarılmalıdır.

Sivilce İzlerini Peeling’le Silin

Aknelerin sıkılması, o bölgelerde leke ve iz kalmasına neden olabilir. Lekelerin ve izlerin düzelmesi, aknelere göre çok daha zordur. Akne izleri iki çeşittir. Hipertrofik skar dediğimiz akne izleri; deride kaşıntılı, kırmızı ve deri yüzeyinden kabarık lezyonlar şeklinde görülür. Deriden çökük, çukur şeklindeki akne izleri ise atrofik skar olarak isimlendirilir.

Cilt soyma işlemi (peeling); akne izlerinin silinmesinde uygulanan etkili bir yöntemdir. İzin derinliğine göre yüzeysel ya da derin peeling işlemi yapılır. Meyve asitleriyle yapılan peeling yüzeysel akne izlerinde tercih edilir. Daha derin izlerde orta peeling işlemi faydalıdır. Yara iyileşme süresi yüzeysel peeling yöntemine göre daha uzundur. Kişinin peeling sonrası güneşten kaçınması gerekir. Üçer haftalık ara periyotlarda meyve asitli peeling işlemi tekrarlanır. Daha derin izlerde uygulanan orta peeling işlemi altı ayda bir tekrarlanabilir. Peeling işlemi sonrası akne izlerinde azalmanın yanında ciltte parlak bir görünüm kazanılmış ve aknelerden kalan lekelerde de hafifleme sağlanmış olur.

Aknenin Şiddetine Göre İlaç

Akne, uzun süreli tedavi gerektiren bir hastalıktır. Kullanılacak ilaçlar aknenin şiddetine göre düzenlenir. İlaçlar etkisini en erken 2-3 ay sonra göstermeye başlar, bu yüzden hastaların bu konuda sabırlı olması gerekir. Hafif şiddetteki akneler dıştan sürülen antibiyotik içeren kremlerle tedavi edilirken, orta şiddetteki akneler ise ağızdan kullanılan antibiyotikler ve hormon dengesini düzenleyici özelliği olan doğum kontrol hapları önerilir. Özellikle mens (adet) dönemlerinde aknelerinde artma tarif eden hastalarda doğum kontrol hapları en etkili tedavi seçeneğidir.

Şiddetli aknelerde ise yüksek doz A vitamini tedavisi önerilir. Bu tedavi, gebe kalma riski olan kadın hastalarda önerilmez. Dermatoloji uzmanının kontrolünde tedavi yapılmalıdır. Periyodik kan tetkikleriyle ilaç dozu düzenlenmektedir.

Akneleri Sıkmayın: Kesinlikle aknelerinizi sıkmayın! Aknelerin sıkılması, o bölgelerde leke ve iz kalmasına neden olacaktır.

Makyajla Uyumayın: Mümkün olduğunca az makyaj yapın, gece yatmadan önce mutlaka temizleyin.

Hormonlarınıza Baktırın: Akne şikayetlerine ilaveten adette düzensizlik ve tüylenme artışı yakınmanız varsa, hormonal kökenli akneleriniz olabileceğini unutmayın.

Tonik Kullanın: Cildinizi akneli ciltler için uygun olan temizleyicilerle günde iki defa temizleyin. Cildi çok yağlı olanlar, temizlemenin ardından, yağlanma baskılayıcı özelliği olan toniklerle tedaviyi devam ettirmeli.

Yediklerinize Dikkat Edin: Beslenmenize dikkat edin! Gıdalar aknenin tek nedeni olmasa da akneyi alevlendirici sebep olabilmektedir. Akneli hastalar yüksek glisemik indeksli gıdalardan uzak durup, düşük glisemik indeksli gıdaları tercih etmeli.

Doğru Yağı Kullanın: Omega 3, omega 6 tüketimini arttırın. Balık, yeşil yapraklı sebzeler, soya yağı, deniz ürünleri bu açıdan yoğun gıdalardır.

Yağlı Sütten Uzak Durun: Akne üzerinde diğer etkili olan gıda çeşidi yağlı süt ürünleridir. Yağlı süt ürünleri hormon içeriklerinden dolayı akneleri alevlendirebilir. Süt ürünlerinin yarım yağlı olanlarını tüketmeye özen gösterin.

Şüpheli Gıdaları Kesin: Şüpheli gıdalarla aknelerinde artma tarif eden hastalar o gıdalardan uzak durmalı.

Kaynak : MİLLİYET PORTAL


Etiket: akne, akne izleri, akne lekeleri, akne nedir, akne problemi, akne sebepleri, akne sorunu, akne şikayeti, akne şikayetleri, akne tedavisi, akneden kurtulma yolları, aknelenme, aknelere çözüm, akneli cildin temizliği, aknenin sebepleri, cilt bakımı, cilt lekeleri, cilt temizliği, dermatolog, dermatoloji, dr. elif ebru filiz, güneş ve sivilce, hormonal değişimler, komedon, komedon tedavisi, la roche posay, sivilce, sivilce lekeleri, sivilce problemi, sivilceden kurtulma yolları, sivilceli cildin temizliği, sivilcenin sebepleri, siyah nokta, siyah nokta temizleme, siyah noktalara çözüm, uv ışınları ve akne, yağ bezleri, yanlış kozmetik kullanımı, yetişkin aknesi, yetişkin sivilcesi, yüz akneleri, yüz bakımı

29 Aralık 2012 Cumartesi

Kepeği Önlemek İçin Neler Yapmalıyız


Doğal kepek tedavisi kişinin küçük yaşam tarzı değişiklikleri ile aşılabilir. Bu değişiklikler, kişinin gıda ve temizlik alışkanlıklarındaki bazı değişiklikleri içermelidir. Ayrıca bazı gıda kalemlerinin yanı sıra alışkanlıkları, yapılacak ve yapılmayacak şeyleri belirlemek kepek sorununun tedavisinde yardımcı olacaktır. Bunlar;

* Önemsiz ve yağlı yemeklerin yanı sıra çay, kahve ve diğer içeceklerin aşırı alımı engellenmelidir.
* Et, şeker ve çikolata tüketiminden kaçının.
* Sulu meyve tüketiminizi artırın ancak narenciyenin yanı sıra muzdan kaçının.
* Sebze, tahıllar, meyveler ve gün boyunca su içmek çok önemlidir. Ve düzenli beslenme yapılmalıdır.
* Saçınızı ve saç derisini temiz tutun. Bitkisel şampuan kullanın ve yapay kokulara sahip güçlü şampuanlar kullanmaktan kaçının.
* Kepeğin herhangi bir türünün tedavisinin önemli bir adımı da düzgün kan dolaşımını sağlamak için günlük olarak saçın taranmasıdır.
* Saç derisinin yağlı ve kirli olmasını önleyin. Çok fazla yağlı saç kepek sorunu ağırlaştırmaktadır.
* Uygun yağlar yardımı ile saç derinize masaj yapınız.


Kepek Neden Oluşur?
* Kepeğin oluşmasına birçok faktör katkıda bulunmaktadır. Sağlıksız beslenme alışkanlıkları ile vücut mekanizmasının bozulması ve sonuçta stres en büyük nedenler arasında sayılabilir. Bunların dışında;
* Yanlış ve yüksek kalorili diyet
* Stres ve gerginlik, aşırı yorgunluk
* Sarılık gibi uzun süren hastalıklar da kepek nedenlerinden biridir.
* Yanlış olarak uygulanan kepek tedavisi
* Kafa derisinin temizliğinde saç yağı içeren zararlı şampuan gibi saç bakım ürünleri



Kepek İçin Bitkisel Tedaviler


* Sıcak su(altı yemek kaşığı) ile sirke (iki yemek kaşığı) karıştırın ve kafa derisi üzerine uygulayın. Uzun saçlarınız varsa, buna göre miktarını artırın. Saçınıza sürüp bir gece boyunca bekletin. Saçınızı bağlayarak ertesi sabah sade su ile yıkayınız. Haftada iki kez 3 ay boyunca devam edin. Evde uygulanabilecek etkili bir kepek tedavi yöntemidir.
* Düzenli olarak zeytinyağı ile kafa derisine masaj yapın. Bu metot sadece kepek tedavisi değil ayrıca meydana gelmesini engeller.
* Üç parça limon suyu ile bir parça sandal ağacı yağı (1.1) karıştırıp kafa derisi üzerine uygulayın.
* Aloe vera yapraklarının jeli de kepek tedavisinde etkili bir çözümdür. Bir gece boyunca kafa derisi üzerinde kalsın ve sabah uygun şampuanla yıkayınız.
* Çemen tohumları da kepek tedavisinde kullanılmaktadır. İki yemek kaşığı çemen tohumunu ıslatın ve hamur haline getirin. Bu hamuru kafa derisine uygulayın.
* Pancarın üst ve kök kısımlarını kaynatın. Bu su ile her gece saç diplerinize parmaklarınızla nazikçe masaj yapın.

* Bir kabın içine bir miktar menekşe yağı dökün ve içine bir yumurtayı kırıp iyice karıştırın. Bu saç bakım maskesini saç diplerinize, parmak uçlarınızla masaj yaparak sürün ve 15 dakika bekleyip yıkayın. Haftada 2 gün yapacağınız bu saç bakım maskesi ile bir haftada kepek sorununuzun yok olduğunu görebilirsiniz…

* Hindistan cevizi yağının içine ash gourd(kış kavunu) bitkisinin tohum ve kabuklarını koyarak kaynatın. Kepek ilacınız kullanıma hazırdır. Bu karışımı kuru kafa derisini önlemek ve saç derisine masaj yaparak kepekten kurtulabilirsiniz.

Etiketler; 

kepek nasıl önlenir, kepek neden olur, kepeklenme bitkisel çözümü, kepeklenme doğal çözüm, kepeklenme sorunu, kepeklenme tedavisi, saçlarda kepeklenme çözümü, saçta kepeğe doğal çözüm, saçta kepeklenme, saçta kepeklenme çözümü, Saçlarda Kepek Tedavisi


27 Aralık 2012 Perşembe

Bademin Faydaları


Eğer zayıflamaya karar verdiyseniz ve diyete başlıyorsanız, listenin ilk sıralarına yazmanız gereken yiyecek “badem”. Bademin faydaları saymakla bitmiyor.
İçeriğinde çinko, demir, potasyum ve kalsium gibi minarelleri barındırıyor. Oldukça kaliteli bir protein kaynağı ve zengin E vitamini içeriyor.E vitamini cildi güzelleştirmek için birebirdir. Lif oranı yüksek ve sindirimi kolaylaştırıyor ve bağırsakları çalıştırıyor. Badem kişiyi tok tutmayı sağlar. Bu sayede diyetlerde harika bir ara öğün niteliği taşıyor. Ve herşeyden önemlisi diyetiniz sırasında heryerde bulabilir ve yanınızda taşıyabilirsiniz.  Ayrıca kalp damar hastalıklarına karşı da koruyuculuk sağlayabilirsiniz. Badem yorgunluğunuzu alır, vücut direncini arttırır.

Bademin içeriğinde çinko, demir, kalsiyum, potasyum, E vitamini gibi mineraller ve vitaminler bulunmaktadır. İçeriğinde ki amigdalin ile kansere karşı koruma özelliğinden söz edilmektedir. Ayrıca Ko enzim Q 10 ve Omega 3 seviyesinin yüksekliği ile yağ asidi ve kalp damar rahatsızlıklarından bireyi korur ve genç tutar. Kötü kolestrol olarak nitelendirilen LDL oranını  azaltmaktadır.


Peki Badem'i Nasıl Tüketmeliyiz?
  • Ancak bademi işlenmemiş kavrulmamış ve tuzlanmamış olarak tüketmelisiniz.
  • Kabuklu bademi tercih edin.
  • Ara öğün olarak 15 tane badem idealdir.

22 Aralık 2012 Cumartesi

Bize Ulaşın


Bizi twitter'den https://twitter.com/dogalguzellik takip edebilir.. Ayrıca dogalguzellik@yandex.com.tr yoluyla iletişime geçebilirsiniz..

20 Aralık 2012 Perşembe

Sağlıklı Saçlara Sahip Olmanın Yolları


Sağlıklı ve güzel saçlar için ipuçları
Kadın olsun, erkek olsun herkes için gerek estetik gerekse imaj açısından çok önemli olan saçlar, kış aylarında soğuk hava, yağmur ve kar gibi dış etkenlerden çabuk etkilendiği için hoş olmayan bir görünüme sahip oluyor. Oysa biraz özen göstermek suretiyle sağlıklı ve güzel saçlara kavuşmak mümkün…
Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Tuğba Türe, saç sağlığının korunması için yapılması gerekenler hakkındabilgi verdi ve gerekli özen gösterildiğinde sağlıklı ve güzel saçlara kavuşmanın mümkün olduğunu söyledi.
Öncelikle saçların kökünden beslendiği unutulmamalı. Dışarıdan uygulanan ürünler saçlara sağlık getirmez. Saçlar için gerekli olan vitamin ve mineraller ancak kan yolu ile saç köklerini besleyebilir.
Demir, çinko, vitamin B12, folik asit ve biotinden zengin beslenmek saç sağlığı için gereklidir. (Kırmızı et, yumurta beyazı, kurubaklagiller…)
Dengeli ve düzenli beslenmek, sebze ve meyve gibi antioksidan yiyecekleri gerektiği kadar tüketmek, düzenli uyku ve stresten uzak durmak saç sağlığı için önemlidir. Dermatoloji uzmanına danışmadan saç sağlığı için önerilen ilaçların kullanılması doğru değildir.
Saç boyası ve jöle saçları yıpratır
Saç boyası, renk açıcılar, jöle, köpük, sprey gibi kozmetik ürünlerin bilinçsiz kullanımı saçlara zarar verebilir. Saç şekillendirici ürünler sık kullanımda ve saçtan temizlenmediğinde saçta kalıntı oluşturarak saç tellerinde zayıflama ve kırılmalara neden olabilirler.

Her gün yıkamak saça zarar verir
Saçlar gün aşırı ve ılık su ile yıkanmalıdır. Ayrıca ikisi bir arada ürünler yerine şampuan ve saç kreminin ayrı ayrı uygulanması daha doğru olacaktır. Saç kreminin saç uçlarına sürülmesi yeterlidir.
Sıcak fön kullanmayın
Saçların kaba ve sert bir biçimde taranması saçları yıpratabilir. Eğer kuru ve zor taranan saçlara sahipseniz durulanmayan bakım ürünlerini kullanarak saçlarınızı koruyabilirsiniz. Ayrıca saçlar kurutulurken ve şekillendirirken çok sıcak uygulamalardan kaçınılmalıdır.
Saçınızı sıkı toplamayın
Özellikle alın bölgesinde bant şeklinde görülen saç dökülmelerinin en sık sebebi sıkı toplanmış saçlardır. Bu tarz uygulamalar, zaman içerisinde kıl köklerinin zarar görmesine ve saç kayıplarına neden olabilir.

Hergün Saç Yıkamak Saç İçin Zararlı


Saçlı derinin kendine özgü koruyucu florası olduğunu, bakımının özenle yapılması gerektiğini söyleyen uzmanlar her gün saç yıkanmanın neden zararlı olabileceğini açıkladı.
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşin Köktürk, saçlı derinin kendine özgü koruyucu florası olduğunu, bakımının özenle yapılması gerektiğini söyledi.
Bazı kişilerin “çok yağlı” diyerek saçlarını sık aralıklarla yıkadığını belirten Prof. Dr. Köktürk, “Bu davranış doğru değil, sık yıkamakla yağlı saçlardan kurtulunmaz. Sık yıkamak saçlı derinin koruyucu florasını bozar” dedi.
Saçları sık yıkamanın derideki koruyucu bakterileri yok ederek kepeklenme ve saç dökülmesine yol açabileceğini kaydeden Köktürk şöyle dedi:
“Koruyucu tabaka yok olduğu gibi deride istenmeyen bakteri ve mantarların üremesine de neden olabilir. En sağlıklı olanı saçların haftada 3 gün PH değeri 5,5 olan şampuanla yıkanmasıdır. Ayrıca yıkama sırasında çok sıcak su yerine ılık su kullanılmalı.”
Köktürk, saçlarda jöle ve boya gibi fiziksel ve kimyasal uygulamaların uzun süre kalmamasını önerdiklerini belirterek şu açıklamayı yaptı:
“Bu ürünler de saçın ve saç derisinin doğal yapısını bozuyor, saçları güçsüzleştiriyor. Saçın maruz kaldığı kimyasal etkinin uzamaması için jöle kullanan kişiler gün sonunda saçlarını muhakkak yıkamalı.”